29 Nisan 2020 Çarşamba

Neleri Yanlış Yaptı #5: Mucize 2

Krizden etkilenen seri devam filmlerinin sezonun ilk yarısına sıkışmasıyla birlikte pastanın bölüneceği de ortadaydı. Bu bölünen pastadan en büyük dilimi almak için de seyirciye farklı ve cezbedici nedenler sunmak gerekiyordu... Bu nedenleri sunmak bir yana, uzun zamandır komedilerin kalesi olarak bildiğimiz Aralık başında yarışmasından başarısız kriz yönetimine kadar Mucize 2: Aşk, vizyon döneminde çeşitli hatalar yaptı. Bu aksaklıkların en üzücü yanı ise filmin sevilmiş olmasına rağmen ilkinin gişesinin yarısını anca yapabilmesi... Peki ya sorun nerelerdeydi?


Adım 1: Vizyon Tarihi

Sektörel kriz sonucu iddialı yerli filmlerin çoğu, vizyonunu bir sonraki sezona bırakırken aradıkları softluğu bulamayacakları da az çok belliydi. Aynı sezon içerisine Recep İvedik 6 ve Mucize 2 gibi seri devam filmlerinin yanı sıra yeni filmlerin de geleceğini ve ülkemizdeki sinema sezonun yazın işlemediğini(-ki yaşanacak virüs nedeniyle ilkbahar da işlemeyecekti, orası ayrı) düşünürsek bu yığılmadan bir kesimin büyük hasarlar alacağını kestirmek zor değildi. Bu hasardan ucuz kurtulmak için Mucize 2'nin önden duygulara başarıyla dokunabilen teaser yollaması iyi de bir girişimdi. Kaldı ki Recep İvedik 6'nın doğrudan rakibi olmadığını, asıl rekabeti Naim'le(-ki sonradan bir hafta gerisine gelmekte bu rekabeti iyice kızıştıracaktı) yaşayacağını ve Naim'in bu numaraları ezbere bildiğini düşünürsek bununla da yetinmesi mümkün olamazdı.
Tam bu noktada gücü magazin manşetleri almaya başladı. Her ne kadar asıl rakibi Naim olsa bile Mahsun Kırmızıgül, Yeni Sinema Yasası'nın seyircinin gördüğü yüzünde, yani magazin kısmında, öne çıkan dört isimden birisiydi. Haliyle seyirci Mucize 2'nin ertelendiğini de biliyordu. Vizyon yolculuğu başlamadan bu bilginin hem iyi hem de kötü yanı var; seyirci filmden iyice haberdar olmuş oluyor ancak filmin yüzü de eskiyor. Seyircinin haberdar olması özellikle de Mucize gibi ilk filmi fısıltıyı çalıştırmış bir film için çok kritik. Keza ilk filmin 487.818 gibi gösterişli totalinin yanı sıra total/açılış oranında x7.4 gibi iddialı bir rakam getirdiğini unutmamak lazım. Bu noktada 1 Ocak+Sömestr avantajı devreye giriyor ancak bu avantajı kullanan her filmin bu denli iyi gişe yapmadığını da gayet iyi biliyoruz. Makası biraz daha genişletir ve Mahsun Kırmızıgül'ün önceki filmlerine geri dönersek Mucize'nin x7.4'sinin önemi daha da artıyor. İlk filmi Beyaz Melek'in x12.8 gibi yüksek başarısının ardından Güneşi Gördüm ile x5'e ve New York'ta Beş Minare ile x4.9'a düşen bu oranın x7.4'e çıkmasının önemi büyük. Özellikle de film sayısıyla doğru orantıda açılışın öneminin arttığı bu dönemde 7 barajını geçmek fısıltının en önemli göstergesi.

Peki ilk filmi 3.7M'a ulaştıran tek sebep içeriği miydi? Kesinlikle hayır. Önceki satırlarda da bahsettiğim gibi 1 Ocak vizyonu -ki 1 Ocak ile Sömestr'ı birleştirdiği için Ara Tatil'den önce yılın açık ara en avantajlı tarihiydi, filmin hem açılış hem de totalde potansiyelini açığa çıkarmasına yardımcı oldu. Yardımcı olmak diyorum çünkü hiçbir zaman asıl eleman olmadı, olamaz da. Mucize'nin vizyona girdiği 2015'te yeni yılın ilk günü Perşembe'ye denk gelince alışageldiğimiz Cuma vizyonundan bir gün önce vizyona girmesi gerekti. İlk gününde de 155.053 seyirciyle buluşarak yüksek açılışın sinyallerini vermeye başlamıştı. Aslında Mahsun Kırmızıgül'ün son iki filmine nazaran düşük bir açılış getirecekti ancak başta erken vizyon olmak üzere onlarca faktör varken bunun önemi de azalıyordu. Keza Sömestr'ın ilk haftasonu uzun bir aradan sonra bu kadar boş olacaktı ve fısıltıyı çalıştırması için bundan daha iyi fırsat olamazdı. Muhtemel senaryo yaşandı ve düşüş oranını sırasıyla %5+%20'ye indirebilen Mucize, 3.7M seyirciyle 2015'in en çok izlenen ikinci filmi oldu.

Bundan tam dört yıl sonra gelen seri devam filminin ise dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardı. İlkinin fısıltısının ev sinemasında da çalıştığını düşünürsek muhtemel açılışı 600-650k bandına yükseliyordu. Bu kitlenin sinema düzeninin gerek maddi gerekse filmlerin niteliğinden dolayı seyrek olduğunu da gözlemlemek zor değil. İşte tam bu noktada Mucize 2'nin rekabetçi bir takvimden kaçması gerekiyordu. Bilet ortalamasını feda edip(-ki sürümden kar etmek adına daha efektif bir yol) 2018/2019 sezon sonu, yani Mayıs gibi vizyona girebilir ya da Sömestr'ı bekleyebilirdi. Her ne kadar Aralık başı yılın en verimli tarihlerinden biri olsa bile içerisinde hiçbir tatilin bulunmaması rekabetçi bir ortama da hazır olmadığını gösteriyor. Takvimin Düğün Dernek, Aile Arasında gibi önceki başarılı örneklerinin altında da softluktan aldığı güç yatıyordu. Kemik kitlenin azalmaya başladığı ve iddialı filmin haliyle vizyona girmek istemediği(-ki şansını deneyen Börü/Acı,Tatlı, Ekşi gibi filmlerin sonucu da ortada) bu dönemde fısıltıyı arkasına alan film de en az dört hafta rahat kalmış oluyor. Aralık başının komedi ağırlıklı bir başarı grafiği olsa bile Şampiyon'un açılışından 13 kat yüksek total getirmesi istisna olarak da yerini aldı ancak bu istisnada total gişesinin %47'sini(1.2M) bir sonraki yıl, yani beşinci haftasonundan itibaren yaptığını unutmamak lazım. En büyük artısı fısıltısını çalıştırmaktı elbet ancak kriz yaşanmasa, Organize İşler 2 gibi iddialı bir film ertelenmese bu sayıları görmesinin pek de mümkün olduğunu sanmıyorum.
Peki iki seçenekten hangisi ağır basıyor? Kesinlikle 10 Ocak. Bu noktada bir kumar oynayıp Baba Parası'nın sevilmemesine duacı olacaktı ancak komedilere nazaran bu ihtiyacının az olacağını da atlamamak lazım. Kaldı ki ilk filmin de risk aldığı Son Umut gibi bir iş vardı. Şansının yaver gitmesiyle Son Umut, total/açılış oranında x4.5 gibi düşük bir rakamda kalarak Mucize'nin önünü açmış olmasaydı 3.7M gibi bir totalden bahsetmek zordu.
Şayet 10 Ocak'a gelseydi domino taşı misali vizyon takvimi de tümden dağılacaktı. Böylesine iddialı bir filmin olduğu takvimde Sıfır Bir veya Biz Böyleyiz'in salonlarını feda edeceklerini sanmıyorum. Kaldı ki bu vazgeçiş, her ikisi için de daha iyi sonuçlar doğurabilirdi. Ancak bunlar ne yazık ki birer ihtimal...
Sonuç olarak Mucize 2, 4 Aralık'ta vizyona girmeyi tercih etti ve ilkine nazaran %11'lik düşüşle ilk üç günde 431.028 seyirciyi sinemalara çekti. Aslında buraya kadar pek de bir sorun yoktu. Zaten takviminin sıkıntısı da açılışının düşmesi değildi. Kaldı ki Perşembe vizyona girdiğinden dolayı Mucize ile kıyaslama yapılması pek sağlıklı değil ancak... Peki ya sonrası?


Adım 2: Fragman

Ücretsiz biletlerin kalktığı bir dönemde otomatik olarak seçiciliğin arttığı defalarca tekrar ettiğimiz bir olgu. Peki seyircinin seçimini etkileyen faktörler başrol veya seri güvencesinden mi ibaret? Kesinlikle hayır. Seyirci önceki filmlerini sevse bile fragmanını beğenmediği bir işi para vererek izlemek istemeyebiliyor. Bunun sebepleri arasında bilet ortalamasının 20-25₺ arasında seyretmesi, Netflix'in yaygınlaşması ve yıllık yerli film adedinin çoğalması gibi onlarca unsur var. Bu elbette seyircinin sinemalardan ayağını tamamıyla çekmesi anlamına gelmiyor ancak eskisi gibi aynı sene içerisinde birden çok filme 5M barajını göstermesi de olanaksız. Aslında bu olanaksızlığı da seyirci değil, içerik oluşturuyor. Birbirinin aynısı komediler, sürekli hastalık ve ölüm üzerinden ilerleyen dramlar... Bu sınırları aşan Aile Arasında, 7.Koğuştaki Mucize gibi işlerin 5M'u aşması da bu yüzden tesadüf değil. Bu farklılığı da sadece özgünlük getirmiyor. Keza bir uyarlama olan 7.Koğuştaki Mucize, her ne kadar Kore'de tarihin en çok izlenen filmlerinden biri olsa bile, -neredeyse her Kore gişe filmi gibi- domestic bir işti ve ülkemizde yeterince hype yaratmadan uyarlaması gelince seyirci farklı bir hava bulup filmi 5M'a taşıdı.

Peki Mucize 2 cephesinde fragmanda sıkıntı yaratan etmen neydi? Tekrar. Tıpkı ilk filmin aynısı bir yol bu sefer yerler değiştirilerek izlenmişti. İlk filmde önden komedi salınıp arkadan dramla seyirciyi yakalamak hedeflenmişti ancak bu kez önden dramla kuşanıp ardından komediyle atağa kalktı. Aslında aynı sezon içerisinde 7.Koğuştaki Mucize ve Naim olmasa bu bir ihtimal tutabilirdi de. Unutmamak lazım ki Mucize'nin 3.7M yaptığı 2013/2014 sezonunda dram sayılabilecek tek film Unutursam Fısılda'ydı -ki o da 7.Koğuştaki Mucize veya Mucize kadar saf bir dram filmi değil. Aslında son yıllarda dram ve animasyon filmlerinin başarısının altında da bu eksikliğin yattığını düşünüyorum. Seyirci özellikle gülmek veya ağlamak istediği gibi bir mesaj vermiyor. Farklı bir şeyler izlemek istiyor. Bu farklılığı Ayla ve Müslüm'le biyografik açıdan bulunca bağrına bastı. Benzer bir durum animasyonlar için de geçerli. Uzun zamandır sektörün eksiği olan yerli animasyonlar artık yükselme döneminde. Birbirinin aynısı içerikler üretilmekte ancak yeni bir moda olduğu için seyirci tüketmeye devam ediyor. Muhtemelen birkaç sene içerisinde bu tüketim de kısılacak, o zaman türe yeni hamleler gerekecek, gelmediği takdirde seyirci yine yabancı animasyonlara kayacak. İşte komedi ve dramda seyirci artık bu iltiması tanımıyor. Aslında işin üzücü yanı da burada devreye giriyor. On sene önce -düşük film adedinin de katkılarıyla- düşük açan bir filmin fısıltı sayesinde 30-35 kat totale ulaştığını görebiliyorduk. Örneğin ilk üç gün 55.987 seyirci tarafından izlenen Issız Adam, totalde bunu 49'a katlayarak 2.788.550 seyirci tarafından izlenebilmişti. Benzer bir durum Babam ve Oğlum için de geçerli; ilk üç gün sadece 35.101 seyirci tarafından izlenen film totalde bu sayıyı 101'e katlamıştı. Ancak işler artık değişti. Yıllık yerli film sayısının 180'i bulduğu bir devirde açılışın önemi hayati oldu. Tam bu noktada fragmana da vermeniz gereken önem artmaya başladı. Seyirciyi açılışta sinemalara çekemeyen filmler, salonlarını çekebilme ihtimali olanlara bırakmak zorunda. Çekebilen dahi değil, çekebilme ihtimali olanlara. Sinemalar artık ihtimallerin peşinde çünkü seyircinin beklentileri hızla değişmekte. İlkine ayılıp bayıldığı filmin ikincisini izlemek istemeyebiliyor. İşte bu noktada fragmanı doygunlaştırmak, ilkinin birebir aynısı olmadığı hissini vermesi gerekiyordu. Bu konudaki sınıfta kalış ne yazık ki Mucize 2'yi de %49 düşüşe itti.


Adım 3: Kriz Yönetimi

Kağıt üstünde ilkine kıyasla açılışının düşüş oranı %11 olmasına rağmen salon bazındaki %35 artışa rağmen bu düşüşün gelmesi sinemaların filmden vazgeçebileceği sinyallerini veriyordu. Bir önceki hafta 908 salonda 245.548 seyirci çekmesi ve Anadolu'da net bir karşılık bulabilecek içerik olmaması, Naim'i ikinci haftasında vazgeçilebilir kefesine koymuşken bu noktada Mucize 2'nin krizi hangi ölçüde yönetebileceği çok kritikti. Keza bulunduğu takvimin avantajlarından birisi dört hafta boyunca -en azından kendisi kadar- iddialı bir filmin olmadığıydı. Ancak önceki satırlarda da değindiğim gibi, sinemaların artık ihtimalin peşinden koştuğu bir dönemde, düşüş de kaçınılmaz oluyor. Kendisi kadar iddialı olmasa bile Aralık ikinci haftasonu Aman Reis Duymasın, Jumanji ve Güzelliğin Portresi gibi +250 kopyalı üç film gelecekti. Bu noktada haftaiçi performansına bir iyileştirme gerekiyordu ancak orada da ilkine benzer(%33) bir düşüş yaşayınca ikinci haftasonuna salonlarının %20'sini kaybetmiş bir halde girdi. Aslında kağıt üstünde bu düşüşe rağmen 2..haftasonu salon kıyaslamasında ilkinden daha üstteydi ancak krizi doğru yönetemeyince %31.2'lik ciddi bir düşüşle karşı karşıya kaldı.

Peki Mucize 2 cephesi krizi nasıl yönetmeye çalıştı? Müzikle. Arkasına Mahsun Kırmızıgül'ün 14 sene sonra mikrofon karşısına geçtiği mesajıyla desteklik sağlanan Yoksun Sen, 15 Aralık'ta, yani filmin ikinci Pazar'ında piyasaya sürüldü. Aslında filmden sahnelerle dolu olan kliple süslenmiş olması bir parça iyileştirme sağlayabilirdi ancak yükselen salon sayısına rağmen düşen açılışın verdiği mesaj bu hamlenin daha hızlı gelmesi yönündeydi. Şayet sevilmemiş olsa %50-60'lık bir düşüşe gebe olan 2.haftasonu öncesi sevilmiş olmasının katkılarıyla düşüşü %30'da tutabildi ancak sinemalar için bu oran da yetersiz. Düşüş oranıyla paralel olarak üçüncü haftasonunda salonlarının %31.7'sini daha kaybetti ve bir daha da toparlanamadı.

Daha önceki yazılarda da bahsettiğim gibi elinizin altında özgün bir film müziği varken bunu saklamanın hiçbir anlamı yok. Açılış+ikinci haftasonu düşüşünde beklemediğiniz bir senaryoyla karşılaşınca müziğin hiçbir anlamı kalmıyor. Oysa ki filmden kliple sunulan müzik, filmden çıkan kitlenin birkaç kez daha dinleme isteği sayesinde ivme kazanıyor. Bu detayı atlayıp krizi böyle çözebileceğini sanınca Mucize 2 cephesinde düşüşler de peş peşe geldi ve 10 haftalık vizyon hayatının sonunda 1.897.900 seyirciyle vizyona veda etti.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder